onsdag 25 juni 2014

MRG: KÜRTLER SOYKIRIM TEHDİDİ ALTINDA


Merkezi Londra'da bulunan Uluslararası Azınlık Hakları Grubu-MRG, 2014'te tehdit ve toplu kırım riski altında bulunan azınlıklarla ilgili raporunu açıkladı. BM-İnsan Hakları Yüksek Komiserliği verilerinden de faydalanan, dünyada 60 ülkede 130 örgütle işbirliğinde olan MRG'nin raporu endişe vericidir.

Tarafsız ve insani bir örgüt olan MRG, dünyada azınlık haklarının korunması için çaba gösteriyor. Kendi toprakları üzerinde yaşayan kadim kültür ve inançların sesi olabilme ve dinlenilmeleri için çalışıyor. MRG, azınlıkların durumu ve korunması konusunda 40 yıllık tecrübeye sahip. Dolayısıyla hazırladığı raporlar uluslararası alanda ciddi görülüyor.

MRG yeni raporunda, dünyada durumları oldukça tehlikeli, soykırım ve katliam riski ile karşı karşıya olan azınlıklar listesini, açıklayıcı bilgiler ve haritasıyla birlikte veriyor. Rapora göre Suriye, azınlıkları açısından, dünyadaki en tehlikleli 3. devlet durumunda. Oradaki kadim kültür ve inançlardan Kürt ve Hristiyan azınlık, soykırım ve katliam riski altında olduklarına işaret ediliyor. Rapor önemli noktalara işaret edilmektedir. Özet olarak, Suriyede süren çatışmalarda ölenlerin sayısı devam eden karışıklıktan dolayı tam olarak tespit edilemiyor. BM, bu sayının 100 binin üzerinde olduğu kanısındadır. Gelen haberler, ülkede sekter grupların güç kazandığına işaret etmektedir. Assad karşıtı Özgür Suriye Ordusu-FSA, konumunun güçlü olduğu yerleri islami gruplara kaptırıyor. Bunların içerisinde Nusra Cephesi, İslami Cephe, Iraq ve Suriye İslam Devleti de var. Irak Kurdistanı tarafına geçmek zorunda kalan 50 bin kişinin sözkonusu islami güçler ve FSA tarafından göçertilediği belirtilmektedir.

Sonuç olarak, MRG raporu ve "Rojavayê Kurdistan"a karşı yapılan sistematik saldırılara bakıldığında durumun ciddiyeti daha iyi anlaşılmaktadır. Kürtler, tarih boyunca yaşadığı topraklarda, kendilerini ve beraber yaşadığı diğer kültürleri korumak ve güvenlik içinde yaşamak için, ülkenin batısındaki güvenlik şeridini güçlendirmesi gerekmektedir. Batıda güvenlik ortamının yaratılması, güneyde var olan statunün güçlenmesi ve kuzeyde barış sürecinin hukuksal değişimler kazanabilmesi için, özellikle ülkenin güneyinde ve kuzeyinde kürtlerarası işbirliği ve barışın önemi öne çıkıyor. Kuzeyde süren barış sürecinde, taraflar, aşırıcılığı kontrol altına alabilmeli. Güç gösterisinde bulunma ve gündem yaratmaktan uzak, barışçıl bir tavır içerisinde olunmasında fayda vardır.